“Kızılcık Şerbeti” dizisinin başrol oyuncuları Evrim Alasya ve Barış Kılıç, her cuma başarılı performanslarıyla takdir topluyor. Setteki arkadaşlıklarıyla da dikkat çeken iki değerli oyuncu Birsen Altuntaş’ın YouTube kanalına konuk oldu.
“ERKEK OYUNCULARIN HAYATI KADINLARI BEKLEMEKLE GEÇİYOR”
Evrim Alasya partnerini bekletmemeye özen gösterdiğini belirtti ve “Ben bazı meslektaşlarımı saatlerce seti beklettiğini duyuyorum. Bekletmeyi normal hayatımda da sevmem zaten… Bir an önce çekilip herkesin evine gitmesini isterim. Biz kadın oyuncuların hazırlıkları erkeklere göre daha uzun sürer, saçıydı makyajıydı… Erkek oyuncuların hayatları kadın beklemekle geçiyor. Barış’la setim varsa, onu kollarım, adamı çağırmayın derim. Bilinçli bekletenler var, bunu yapınca sanki insanlar onu bir yere koyacakmış gibi…” dedi.
“SERUM ALIP İŞE GİTTİĞİMİZ ÇOK ZAMAN OLDU”
Barış Kılıç da bilinçli olarak ekibi bekleten oyuncularla uzun vadede çalışamadığını ifade etti ve “Ben de çok hassasım. Beni bilinçli bekleten bir oyuncuyla sürdürülebilir ilişki yaşayamam. O da benim kadar disiplinki olacak, mücbir sebepler hepimizin hayatında olur. Sabaha kadar serum alıp işe gittiğimiz çok zaman oldu. Set beklemez, orada akan bir durum var. 200-300 kişi çalışıyor. Senin aşamadığın duyguların yüzünden orada kendisi bir yere koydurmak adına bilinçli yaptığın şeyler ayıp… Hiç hoşlanmadığım şeyler…” diye konuştu.
Evrim Alasya bazı oyuncuların sette kendisine gösterilen özel ilgiyi yanlış yorumladığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu duruma neden olan meslektaşlarım şunu yanlış anlıyor; sette oyuncu özel ilgi alaka gösterilmesi gereken bir birim değildir. Biz sonuçta duygularımızla iş yapıyoruz. Senin orada sağlıklı bir şekilde o duyguyla oynayabilmen için birtakım koşullar oluşturuluyor. Kostümcü üstünü düzeltiyor, üstünde iğneli şeyler var. Ayakkabını giydirebiliyor. Bunlar bir süre sonra muhtemelen bana hizmet etsin herkes düşüncesine dönüşebiliyor. Buralar o kadar tehlikeli ki eğer oyuncu uyanık olmazsa ne yaptığının farkında değilse oyunculuğun ne olduğunu farkındaysa oralara takılı kalıyor…”
